1-
Artık bir böcek olan Gregor Samsa işe gidemediği için eve müdür gelir. Oğlunu savunmak için baba her şeyin yolunda olduğu konusunda müdürü teskin etmeye çalışır.
Kafka[1]: Der Junge hat ja nichts im Kopf als das Geschäft. Ich ärgere mich schon fast, daß er abends niemals ausgeht; jetzt war er doch acht Tage in der Stadt, aber jeden Abend war er zu Hause. Da sitzt er bei uns am Tisch und liest still die Zeitung oder studiert Fahrpläne. Es ist schon eine Zerstreuung für ihn, wenn er sich mit Laubsägearbeiten beschäftigt. Da hat er zum Beispiel im Laufe von zwei, drei Abenden einen kleinen Rahmen geschnitzt;
Şipal[2]: Aklı hep işlerinde çünkü. Akşamlar asla sokağa çıkmıyor, bu yüzden nerdeyse kızdığım bile oluyor kendisine. Şimdi ise sekiz gündür burada; ama her akşam evde kalp hiçbir yere gitmedi. Masanın başında bizimle oturup sessiz sedasız gazetesini okuyor ya da tren tarifelerini inceliyor. Biraz oyalanmak istedi mi kıl testereyi alıyor eline, çalışmaya koyuluyor. Örneğin, iki, üç gecelik bir çalışmayla küçük bir resimlik oyup çıkardı tahtadan…(sf 14)
Cemal[3]: Aklı hep işindedir. Akşamları hiç dışarı çıkmamasına neredeyse kızdığımı bile söyleyebilirim. Sekiz gündür kentteydi ama her akşam evine döndü. Masanın başında bizimle oturur veya gazete okur ya da tren tarifelerini gözden geçirir. Biraz oyalanmak istedi mi, oyma testeresiyle çalışmayı yeterli görüyor. Örneğin iki üç akşam çalışıp oymalı küçük bir çerçeve yaptı…(sf 23)
Lizor: Çocuğun kafasında işten başka bir şey yok. Akşamları hiç dışarı çıkmadığı için kendisine kızdığım bile oluyor; sekiz gündür şehirde ama bir gün bile olsa hava almaya çıkmadı. Masada bizimle birlikte oturup sessizce gazete okur ya da tren tarifelerini inceler. Oyma işleriyle uğraşmak bile onun için bir eğlencedir. Örneğin, iki-üç akşamda küçük bir çerçeve oydu…
Die Laubsâge: kıl testere
Die Laubsâgearbeit: oyma işi, oymacılık
2-
Samsa hantal vücudundan ötürü güçlükle “ayakları üstünde” dik bir pozisyon alır, çünkü genişliğinden ötürü çift kanatlı kapının ancak bir kanadından dışarı çıkabilmektedir.
K: Er mußte sich erst langsam um den einen Türflügel herumdrehen, und zwar sehr vorsichtig, wenn er nicht gerade vor dem Eintritt ins Zimmer plump auf den Rücken fallen wollte.
Ş: Tam salona ayak atacakken pat diye sırtüstü yıkılmamak istiyorsa, kapı kanatlarından birinin çevresini pek büyük bir dikkatle usulcacık dolanması gerekiyordu…(21)
C: Şimdi Gregor’un kapının kanatlarından birinin çevresini yavaştan dolanması gerekiyordu ve daha odaya adım atmazdan önce sırtüstü yuvarlanmak istemiyorsa eğer…(28)
L: Tam odaya girerken dank diye sırt üstü devrilmek istemiyorsa çok dikkatli bir şekilde çift kanatlı kapının bir kanadı etrafında yavaşça dönmek zorundaydı.
Okuyucu iki çeviride de nasıl bir kapıyla karşı karşıya kaldığını anlayamıyor. “Der Türflügel” (“die Doppeltür”) hem kapı kanadı hem çift kanatlı kapı anlamına gelir. Aynı belirsizlik aşağıdaki cümlede de devam etmektedir.
3-
Samsa büyük uğraşlardan sonra ilk kez odasından dışarı çıkmak üzere. Biraz sonra aile ve müdür korkunç görüntüsüyle karşılaşacak. Anne oracıkta bayılacak, müdür arkasına bakmadan kaçacak. Bir tek baba onu püskürtmek için Samsa’nın üstüne kararlı bir şekilde yürüyecek.
K: Gregor trat nun gar nicht in das Zimmer, sondern lehnte sich von innen an den festgeriegelten Türflügel, so daß sein Leib nur zur Hälfte und darüber der seitlich geneigte Kopf zu sehen war, mit dem er zu den anderen hinüberlugte.
Ş: Bu durumda, salona girmeye kalkmadı Gregor, kapı kanatlarından sımsıkı sürmelenmiş olanına içerden yaslandı; öyle ki ancak yarı vücudu görülebiliyor, bu vücut üzerinde seçilen yana eğik başıyla odadakilere çıldır çıldır bakıyordu
C: Gregor odaya hiç girmeyerek kapının kapalı duran kanadına içeriden yaslandı ve böylece yalnız gövdesinin yarısı ve ötekilere bakmak için yana eğmiş olduğu kafası gözükmekteydi…(29)
L: Gregor odaya hiç girmedi; sıkıca sürgülenmiş kapı kanadına içeriden yaslanmaya devam ediyor, bu yüzden vücudunun sadece yarısı ve yana eğilmiş başı görünüyor ve bu şekilde karşıdaki kişilere dikkatlice bakıyordu.
Kapının niteliğini daha önce belirttiğimiz için “kapı kanadı” diye çevirebiliriz artık.
4-
Kafka’nın “çift kanatlı kapı”ya neden ihtiyaç duyduğu bu sahnede daha iyi anlaşılacaktır. Biraz önce Gregor kapı kanadının birini açabildiği için dik bir şekilde odadan çıkabilmişti. Ama bir böcek olduğu için daha fazla dik duramadığından yüz üstü düşüp eski pozisyonunu almıştı. Baba böceğin evin içine girmesine izin vermez ve elinde sopayla onu odasına girmeye zorlar. Bu durumda Gregor gövdesinin yara bere içinde kalması pahasına odasına girebilecektir.
K: Als er aber endlich glücklich mit dem Kopf vor der Türöffnung war, zeigte es sich, daß sein Körper zu breit war, um ohne weiteres durchzukommen. Dem Vater fiel es natürlich in seiner gegenwärtigen Verfassung auch nicht entfernt ein, etwa den anderen Türflügel zu öffnen, um für Gregor einen genügenden Durchgang zu schaffen.
Ş: Ama sonunda çok şükür başıyla kapının önüne geldi, gövdesinin kapıdan kolay geçemeyecek kadar geniş olduğunu gördü. İçinde bulunduğu ruh durumundan ötürü, kapının öbür kanadını da açıp Gregor’a geçebileceği gibi bir yer sağlamayı hiç düşünmedi babası; (28)
C: Sonunda kafası sağ salim açık duran kapının önüne vardığında gövdesinin kapıdan öyle kolayca geçemeyecek kadar geniş olduğu anlaşıldı. Gregor’a geçmesi için yeterli yer açmak üzere, örneğin kapının diğer kanadını da açmak o andaki ruhsal durumu nedeniyle doğal olarak babasının aklının ucundan bile geçmedi. (34)
L: Nihayet kafası önde açık kapının önüne gelmeyi başardığında, vücudunun kapıdan kolayca geçemeyecek kadar geniş olduğu ortaya çıktı. Babanın şimdiki ruh hali içinde Gregor’un rahatça geçmesi için diğer kapı kanadını biraz olsun açmak da doğal olarak aklının ucundan geçmiyordu.
5-
Gregor çalışamadığı için ailenin bütçesi kısa sürede sarsılır. Bu yüzden evin bir odasını kiraya verirler. Kiracılar bir kısım eşyalarını da yanlarında getirmiştir, bu ve diğer kullanılmaz eşyalar yavaş yavaş Gregor’un odasına gönderilir. Hizmetçi kadın daha sonra belki de eşyaları başka bir odaya alacaktır ama bu hiçbir zamana gerçekleşmez.
K: tatsächlich aber blieben sie dort liegen, wohin sie durch den ersten Wurf gekommen waren, wenn nicht Gregor sich durch das Rumpelzeug wand und es in Bewegung brachte, zuerst gezwungen, weil kein sonstiger Platz zum Kriechen frei war, später aber mit wachsendem Vergnügen, obwohl er nach solchen Wanderungen, zum Sterben müde und traurig, wieder stundenlang sich nicht rührte.
Ş: Ama ilk getirilip bırakıldıkları yerde kalıyordu hepsi; Gregor pılı pırtı arasında ıkına sıkıla dolaşıyor, bunları yerlerinden sağa sola oynatıyordu; ortada sürünecek başka yer olmadığından, ilkin ister istemez yaptı bunu; ancak zamanla bundan giderek artan bir haz duymaya başladı; oysa söz konusu gezinmelerden sonra, ölesiye yorgun ve üzgün, yine saatlerce yerinden kımıldamaksızın duruyordu. (68)
C: Ama gerçekte atılanlar atıldığı yerde kalıyordu; kimi zaman Gregor aralarında dolanıp bu döküntüleri yerlerinden oynatıyordu, önceleri sürünecek yeri kalmadığından bu işi zorunlu olarak yapmaktaydı, sonraları bu işi daha eğlendirici bulamaya da başladı; ne var ki bu tür gezintilerin ardından kendini ölesiye yorgun ve üzgün hissediyor, yine saatlerce yerinden kımıldamıyordu. (65)
L: Ama öteberi arasında Gregor sürekli kıpraşmıyor ve eşyaları yerinden oynatmıyorsa gerçekte bunlar ilk atıldıkları yerde kalmaya devam ediyorlardı; bu gezintilerden sonra ölesiye yorgun ve üzgün, saatlerce hareketsiz kalmasına rağmen rahatça sürünecek başka yer olmadığı için ilk başta bunları mecburiyetten, daha sonra artan bir zevkle yapıyordu.
6-
Gregor Samsa son nefesini vermiştir. Bunun üzerine aile radikal kararlar alacak cesarete sahip olur ve geldiklerinden beri sorun çıkartan, buna rağmen alttan almak zorunda kaldıkları kiracıları evden kovarlar.
- …trat Herr Samsa mit den zwei Frauen auf den Vorplatz hinaus; an das Geländer gelehnt, sahen sie zu, wie die drei Herren zwar langsam, aber ständig die lange Treppe hinunterstiegen, in jedem Stockwerk in einer bestimmten Biegung des Treppenhauses verschwanden und nach ein paar Augenblicken wieder hervorkamen; je tiefer sie gelangten, desto mehr verlor sich das Interesse der Familie Samsa für sie, und als ihnen entgegen und dann hoch über sie hinweg ein Fleischergeselle mit der Trage auf dem Kopf in stolzer Haltung heraufstieg, verließ bald Herr Samsa mit den Frauen das Geländer, und alle kehrten, wie erleichtert, in ihre Wohnung zurück.
Ş: …Bay Samsa, yanında iki bayanla kapının önüne çıktı; hepsi birden korkuluğa yaslanarak, üç kiracı bayın, yavaş olmakla beraber mola vermeksizin yüksek merdivenden inişini, merdivenin her kattaki dönemeç yerinde gözden kaybolup az sonra yeniden ortaya çıkışını izlediler. Baylar aşağıya indikçe, Samsa ailesinin onlara karşı duyduğu ilgi de yavaş yavaş silindi; derken başında et sepetiyle kasılarak merdivenleri çıkan bir kasap çırağının kiracı baylarla karşılaşması, sonra onları geride bırakıp basamakları tırmanmaya devam etmesi üzerine, Bay Samsa yanındaki bayanlarla korkuluktan ayrıldı; her biri rahatlamış, kendi odasına döndü. (83)
C: Bay Samsa yanında karısı ve kızı olduğu halde daire kapısının önüne çıktı; hepsi birden merdivenin korkuluğuna dayanıp üç adamın ağır adımlarla ama hiç durmaksızın uzun merdivenlerden inişlerini izlediler; adamlar her katta merdiven sahanlığının belli bir dönemecinde görünmez oluyor, birkaç saniye sonra yine ortaya çıkıyorlardı; onlar aşağıya indikçe Samsa ailesinin onlara duyduğu ilgi de azalıyordu ve bir kasap çırağı çiğindiriğiyle ve kendini beğenmiş bir edayla önce adamlara doğru, sonra da onları geride bırakıp yukarılara ilerlediğinde Bay Samsa yanındakilerle birlikte daha fazla zaman yitirmeksizin korkuluktan ayrıldı; hepsi birden artık rahatlamış gibi evlerine döndüler. (82)
L: …Bay Samsa iki kadınla birlikte dış koridora çıktı; üç beyefendinin yavaş ama kararlı adımlarla uzun merdivenlerden aşağı inişini, her katta merdivenlerin belirli bir kıvrımında kayboluşunu ve birkaç saniye sonra tekrar ortaya çıkışını korkuluğa yaslanmış izliyorlardı; ne kadar aşağı inerlerse, Samsa ailesinin onlara olan ilgisi o kadar azalıyordu ve sırtında semerle, kendinden memnun bir kasap çırağı kiracılarla karşı karşıya gelip sonra onlardan uzaklaşarak yukarı çıkarken, Bay Samsa kadınlarla birlikte hemen korkuluktan ayrıldı ve rahatlamış bir şekilde daireye geri döndüler.
7-
Şimdi asıl probleme gelelim. Aile üyelerinin yer aldığı bütün sahnelerde (metnin neredeyse tamamı) her iki çevirmen de orijinal metni tahrif eder. “Anne”, “baba” ve “kız kardeş” isimlerini yazarken Kafka iyelik eki kullanmaz. Buna karşın Şipal ve Cemal yalın haldeki isimleri her defasında “annesi”, “babası” ve “kız kardeşi” diye yanlış çevirir. Bu basit bir hata olsa da metnin temel duygusunu kökten bozmaktadır. Bütün aile üyelerini içeren, ideal bir örnek olarak aşağıdaki pasajı seçtim.
K: Nur mit dem letzten Blick sah er noch, wie die Tür seines Zimmers aufgerissen wurde, und vor der schreienden Schwester die Mutter hervoreilte, im Hemd, denn die Schwester hatte sie entkleidet, um ihr in der Ohnmacht Atemfreiheit zu verschaffen, wie dann die Mutter auf den Vater zulief und ihr auf dem Weg die aufgebundenen Röcke einer nach dem anderen zu Boden glitten, und wie sie stolpernd über die Röcke auf den Vater eindrang und ihn umarmend, in gänzlicher Vereinigung mit ihm—nun versagte aber Gregors Sehkraft schon—die Hände an des Vaters Hinterkopf um Schonung von Gregors Leben bat
L: Son bir bakışla Gregor odasının kapısının aniden açıldığını ve çığlık atan kız kardeşin önünde annenin koşarak geldiğini – üzerinde gömlek vardı, çünkü kız kardeş anne bayıldığında rahat nefes alsın diye onun üstünü çıkarmıştı-, sonra babaya doğru koştuğunu ve bağı çözülmüş eteğinin her adımda belinden sıyrıldığını, en sonunda eteğinin üzerine basmasıyla dengesini yitirip onunla bir ve bütün olmak istercesine babanın üzerine atıldığını—bu noktadan sonra Gregor’un bakış açısı zayıflamıştı—, can havliyle babanın boynuna sarılıp ondan Gregor’un hayatını bağışlamasını dilediğini gördü.
8-
Kafka’nın ait olmak duygusundan uzak durmasının sebebi Gregor ile aile üyeleri arasındaki yabancılaşmaya işaret etmesidir, zaten romanın esas teması da budur. Fakat Samsa’nın artık ölmek üzere olduğu, metnin son sayfalarına doğru bir kez “aile” ve iki kez de “kız kardeş” için iyelik eki kullanır. Sanırım bu da yabancılaşmanın ancak ölüm anında ortadan kalkabileceği fikriyle ilişkilidir.
K: Aber Gregor fiel es doch gar nicht ein, irgend jemandem und gar seiner Schwester Angst machen zu wollen.
L: Ama Gregor’un kimseyi, hele de kız kardeşini korkutmak aklının ucundan bile geçmiyordu.
K: An seine Familie dachte er mit Rührung und Liebe zurück. Seine Meinung darüber, daß er verschwinden müsse, war womöglich noch entschiedener, als die seiner Schwester.
L: Ailesini sevgi ve saygı ile anıyordu. Ortadan kaybolması gerektiği konusundaki fikri, kız kardeşininkinden bile daha kesindi.
Bu satırlardan birkaç sayfa sonra Gregor’un ölümü sahnesi gelir.
“Bu boş ve huzurlu düşüncelere dalmış halde saat kulesi sabahın üçünü vurana kadar öylece kaldı. Pencerenin önünde günün yavaş yavaş ağardığını hala fark edebiliyordu. Sonra kafası istemeden göğsü üzerine düştü ve burun deliklerinden son, cılız nefesini verdi.”
lizormesut@gmail.com
[1] Franz Kafka, Die Verwandlung, Kurt Wolff Verlag-Leipzig
[2] Kamuran Şipal, Cem Yayınevi, 1993
[3] Ahmet Cemal, Can Yayınları, 1986
Bir Cevap Bırakın