belki zamanın dışına adım attın orada ben’ler
yaprağın düşünce incindiğini bilen ağaçlardan
yatağı şaşmış dereler geçip şiirler çalışanlar
çocukluğundan kanatlanan kuşlar olduğunu
çiçeklerin kokmaya utandığını hiç bilmeyecekler
hatırla, sana gelemem dediğin yerde belki.
belki inanmadığın yüzümde ağıtlar
kestiğim bileklerimden akan şaraplar
sokak kıyımlarına biriktirdiğim geceler
siyah beyaz ruhumun uğradığı ayinler
aşklar diyordu şair senin incindiğin benimse
yüreğine yüreğimi bıraktığımı hiç bilmeyecekler
hatırla, sana gelemem dediğin yerde belki.
belki zamanın dışına adım attın orada sen’ler
gece gece evleri alev alan ellerden
üşüyen bir çocuğun günahını kim alır boynuna
uykuları hıçkırık hıçkırık bölünen kadınlardan
sıcak ekmeklerin tütmeye utandığını bilmeyecekler
hatırla, sana gelemem dediğin yerde belki.
belki inanmadığın bir yerler köşeli küfürler
atları seven sarhoşlar köpeklerle konuşanlar
imamların yolunu kesen kelimeişehadetler
korkularımı besleyen banka piçi atm’ler
yakama yapışan garsonlar dansözler
sahiline böbreğimi bıraktığım kıyılar hiç bilmeyecekler
hatırla, sana gelemem dediğin yerde belki.
belki zamanın dışına adım attın orada kim’ler
ölümsüz anıların çubuğunu yakan şairlerden
gölgesi uzayan gürültüler içinden geçen
meydanlara bırakılan boş beşiklerden
aşklar süpüren çöpçüler bu sabahları hiç bilmeyecekler
hatırla, sana gelemem dediğin yerde belki.
belki zamanın dışına adım attın orada yok’lar
kırılan kalpte tuz izleri, ayrılıktan nakaratlar
şarkılar birikir kulağıma arabesk yanıklar
meyhanede ağlayacak kadar delikanlılar
atom ve piyazın bir sorunu olmadığını
rakıyla birayı kadehte karıştırmayanlar hiç bilmeyecekler
bu şiiri kaçak yollardan sevdiğine sayan dinleyenler:
hatırla, sana gelemem dediğin yerde belki.
Bir Cevap Bırakın