TERS YÜZ 2: “AKILCI” (!) DAVRANMAK AKIL TUTULMASINA YOL AÇINCA…

Yakın dönemin en dikkate değer canlandırma filmlerinden Ters Yüz’ün (Inside Out, 2015) devam filmi Ters Yüz 2 (Inside Out 2) uzatmalı bayram tatilinin başlangıcından beri ülkemizde de sinemalarda gösterimde ve bu uzatmalı tatile denk düşen ilk haftasında 600,000’den fazla biletli izleyiciye ulaşmış olması, izleyicilerden büyük bir ilgi görmekte olduğuna işaret ediyor. Nitekim bu satırların yazarının izlediği seans da hafta içi gündüz seansı olmasına karşın kalabalık sayılırdı ve Türkçe seslendirmeli değil de İngilizce seslendirmeli ve Türkçe altyazılı bu seanstaki izleyicilerin tamamına yakını yetişkinlerden oluşuyordu.

Ters Yüz filmleri, insanların temel duygularının her bir bireyin benliğinde yaşayan farklı tiplemeler olarak karikatürize biçimde temsil edildiği canlandırma filmleri. Bu filmlerin anlatıları da bireylerin hayatta karşılaştıkları durumlara verdikleri tepkilerin, bu duygu tiplemelerinin işbirliği veya bazen de tersine kendi aralarındaki eşgüdümsüzlük, hatta ikinci filmde olduğu gibi çekişmeler sonucu ortaya çıktığı fantastik bir düzlem üzerinden yükseliyor.

İlk filmin öyküsü, babasının yeni işi sebebiyle ailesiyle birlikte büyük kente taşınan, dolayısıyla yeni bir okul başta olmak üzere yeni bir sosyal çevrede kendini istemeden bulan Riley adındaki küçük bir kızın depresyona girmesi ve bu kızın benliğindeki Neşe’nin onu depresyondan çıkarma çabaları etrafında dönüyordu. Bu süreç içinde farklı duygular arasındaki karmaşık ilişkilerin yanı sıra anıların bu ilişkiler üzerinden muhafaza edilişine veya kaybedilişine, hatta bu arada rüyaların oluşmasına dair bir dizi yine fantastik temsil perdeye geliyordu. Filmin temel mesajı ise üzüntünün de hayatta bir işlevi olduğu ve üzüntüyü dışlamaya çalışmanın doğru olmadığı üzerineydi.

İkinci filmde artık 13 yaşında olan Riley’nin buluğ çağına girmesiyle birlikte dört yeni duygu, Endişe, Gıpta, Utanç ve Bıkkınlık aniden peydah oluyorlar. Bu arada Riley orta okula başlamanın arifesindeki yaz tatilinde okulun buz hokeyi kampına katılınca eski duygu ekibinin lideri konumundaki Neşe ile yeni gelenlerin başını çeken Endişe arasında Riley’nin kampta nasıl davranması gerektiği konusunda görüş ayrılığı baş gösteriyor. Neşe, Riley’nin gelecek yıl farklı bir okula gidecek olan eski arkadaşlarıyla kampta hoş zaman geçirmesini savunurken Endişe, orta okulda arkadaşsız kalmamayı güvence altına almak amacıyla genç kızın kampta yeni tanıştığı “havalı” kızların arkadaş çevresine girebilmek doğrultusunda ne yapmak gerekiyorsa öyle davranması gerektiğini dayatıyor ve amacına ulaşabilmek için eski duyguları hapsediyor!

Temel duyguların farklı tiplemeler olarak temsil edilmeleri ve insanların davranışlarının da bu tiplemelerin birbirleriyle ilişkilerinin sonucu olarak yansıtılması fikri, ikinci filme geldiğimizde artık ilk filmdeki kadar kendi başına çok yenilikçi bir fikir gibi durmuyor doğal olarak ve dolayısıyla Ters Yüz 2”nin öncülü kadar etkileyici olduğu söylenemez. Öte yandan endişe duygusunun insanı nasıl adeta esir alıp olmayacak şeyler yapmaya yönlendirdiği Ters Yüz 2’de çok iyi teşhir ediliyor. Arkadaşsız kalmaktan endişe ederek girişilen kendini beğendirme çabası bu kez yetersizlik paranoyasına yol veriyor ve Riley iyice kendi olmaktan uzaklaşıyor, “Ben iyi bir insanım” inancı yerini “Ben yetersizim” endişesine bırakıyor. Fakat Ters Yüz 2’de endişe kumkuması olmanın zararları teşhir edilirken “kendini olduğun gibi kabul et” minvalinde işaret edilen çözüm ise biraz basmakalıp ve hatta “iyi bir insan” olma niyetini içermeyecek bir biçimde algılanmaya açık olduğu için sorunlu.

Bu arada genel olarak Ters Yüz filmlerine getirilebilecek daha makro bir eleştiri ise insan davranışlarında aklın işlevinin (ya da potansiyelinin) bu filmlerde yok sayılması olarak düşünülebilir. Ancak insan davranışlarında duyguları, duygusal saikleri dışlayan bir “rasyonalite” nosyonunun, piyasa koşullarında ‘rasyonel’ seçimlerle hareket eden (edeceği/ettiği varsayılan) burjuva birey modeli kökenli olduğu da unutulmamalı. Nitekim son derece ironik biçimde, Ters Yüz 2’de belirli bir amaca ulaşmak için plan yaparak o plan doğrultusunda davranmak, yani sözüm ona “akılcı” davranmak, aslında bir duygu olan endişenin sonucu olarak resmediliyor ve ilk bakışta akılcı gibi görünebilecek bu yönelim tam bir akıl tutulmasına yol açıyor!…

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.