Kıyısız Fotoğraf (Şiir)

Gittim geldim yağmur

gözlü odanın kayaç çukuruna

bağışladım canını sabah aklığında


Acısı var solgun fotoğrafların

kıtalarından kırgın bakıyorlar

diz bağımın

koptuğu eşiğe

daima püsküren kalabalık

ağızları da var

onlar havaya yağmura toprağa

bir cevizin yaprağına çekildiler


Boynumdan öte k
ırmızıyım bugün

nefesimle ütülediğim çarşaf sıcak halen

imkânsız olan uzak noktanın hasadı

kim dediyse bilinç dili aşar, aştım

gittim geldim yağmur gözlü odada

Davud’un su sesine eğildim


Kıtalarından kırgın bakıyorlar d
ünyaya

soğuk kilime düşen çelimsiz figür yüzleri

masada zebur kömür kadar kederli

boşluğa tufanla inen ilahiler çilçığlık


Bağışladım suskunluğu atlara dağlara kuşlara


D
üğümlü eşiğe düştü bütün fotoğraflar

ölüm kalım savaşını unutturdu sonra

sürdüm atlarımı gür ormanlara

ğsümü bacaklarımı dalayan ay ışığına


Endişelerimi c
ümlelerimi çektim içime

bulutlara sislere gömüldüm


Gittim geldim ya
ğmur gözlü odanın

dalgınlığına anlattım yorgun yolları

damarımı kestiğim avludaki şadırvana

dehşetle aktığım yalım sulara

kristal taşlara ışıklara öksüzlere

ne mollaydım ne de oramar’dım ben


Yabancı bir g
ölgeyle uyudum aynada

boz bahçenin bozgununda

kucağıma fütursuzca dökülen

sahte boncuklar

sektirdim siyah boşluğa

bağışladım güneşi gökyüzünü hasta ağaçlara

gittim geldim sabah aklığında

inanarak nazara ve

duvardaki yolculuğa


Kendimi alıp
çıktım fotoğraftan, bitmedi

Davud’un ağrısında büyüttüm beni

 

Fotoğraf: Bircan Çelik

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.